Bozkırın Bilgesi Cengiz Aytmatov Doğumunun 90. Yılında Panelle Anıldı

İlan Tarihi:14.12.2018 15:59:00
 
Kırgız yazar Cengiz Aytmatov; doğumunun 90. yılında, panel yöneticiliğini Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe İlker'in yaptığı "Bozkırın Bilgesi: Cengiz Aytmatov" başlıklı panelle anıldı. 
12 Aralık 2018 tarihinde, MCBÜ Prof. Ümit Doğay Arınç Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panelde ilk olarak söz alan MCBÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Özlem Nemutlu; Aytmatov'un eserlerinden hareketle, onun Sovyet rejimine bakış açısının yanında Türk dünyasına bakış açısını değerlendirerek şunları ifade etti:
"1950'li yıllarda yazmaya başlayan Cengiz Aytmatov'un edebî hayatını birtakım kırılma ve dönüşüm noktaları bakımından değerlendirmek istediğimizde aşağı yukarı şu evrelerle karşılaşırız: İlk aşamada onu Sovyet rejimine inanmış veya inanmak isteyen, en azından rejimin kendilerine mutlu ve rahat bir hayat getireceğine dair umutlar besleyen bir yazar olarak görürüz. "Beyaz Yağmur", İlk Öğretmenim" ve "Cemile" bu ilk aşamanın ürünü eserlerdir. Bununla birlikte "Beyaz Yağmur"daki çevresindeki değişikliklerden endişeli anne Zeynep Apa, "İlk Öğretmenim"deki idealist Düyşen'in açtığı okulun yerle bir olması gibi karakter ve motifler, Aytmatov'un rejimle ilgili şüphelerinin habercisi gibi yorumlanabilir. Ancak onun sanatındaki kırılma noktasını "Deve Gözü" ve asıl "Elveda Gülsarı" ile başlatabiliriz. Bilhassa "Elveda Gülsarı"da partinin insanı mutsuz eden yanlış uygulamaları açıkça eleştirilir. Bu eleştirilerin doruğa çıktığı eserler "Gün Olur Asra Bedel" ile "Kıyamat [Dişi Kurdun Rüyaları]"dır. Komünist partinin insanı robotlaştıran eylemlerinin sembolü olan Mankurt tipi ve Mankurtlaşma terimi "Gün Olur Asra Bedel"le literatürümüze girmiştir. Mahallî/millî olandan hareket ederek evrensel olmayı yazarlığının temel hedeflerinden biri haline getiren Aytmatov'un bu gayesini en çok gerçekleştirmek istediği eserleri arasında "Kıyamat" ile "Kassandra Damgası"nı gösterebiliriz. Son romanı "Dağlar Devrildiğinde Ebedi Nişanlı"da ise eleştirilerin bu sefer daha çok kapitalist düzene yöneldiğini görürüz. Aytmatov'un Glasnost/Perestroykodan sonra kapitalimin körüklediği tüketim toplumunun da insanlara insanca bir hayat sürmekten uzak oluşuna dikkat çekmek istediği barizdir. Bütün bunların yanı sıra Cengiz Aytmatov'un Kırgız Türk'ü olmanın önemini de vurguladığını göz ardı etmemeliyiz. Eserlerinde Kırgız ve Kazak karakterleri bir arada vermesinin arkasındaki hassasiyetin sebebi budur. Hocam Prof. Dr. Yavuz Akpınar sayesinde haberdar olduğum, Cengiz Aytmatov'un Vilayet Rüstemzade'ye 2 Şubat 1978'de Latin harfleriyle ve Türkiye Türkçesi'ne çok yakın bir Türkçe'yle kaleme aldığı mektup, onun Türk dünyasını bugün de meşgul etmeye devam eden meseleleri karşısında da ne kadar duyarlı, hatta ne kadar ileri görüşlü olduğunu göstermeye yeter." 
MCBÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi İrfan Murat Yıldırım, "Cengiz Aytmatov'un Eserlerinde Tipler ve Temalar" başlığıyla Aytmatov'un eserlerindeki tipleri ele aldı. Eserlerinde kadın tiplerinin, çocuk tiplerinin, rejime bağlı ve rejim karşıtı erkek tiplerinin ön planda olduğunu ve Aytmatov'un seçtiği bu tiplerle savaş mücadelesi veren toplumun gerçeklerine ışık tuttuğunu belirtti. Ayrıca eserlerinde mitolojik hayvan tiplerinin de öne çıktığını, Aytmatov'un bu tiplerin gözünden de yaşamı irdelediğine değindi.
MCBÜ Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ferhat Karabulut "Cengiz Aytmatov ve Kolhoz Sistemi: Ruslaştırmada Son Darbe" başlıklı konuşmasında, Türk dünyasının dramını anlamak ve Ruslaştırmanın geldiği son noktayı görebilmek için Cengiz Aytmatov ve Cengiz Dağcı gibi önemli yazarların eserlerine bakmak gerektiğini vurguladı. 
Karabulut, Lenin ile başlayan ve özellikle Stalin döneminin en temel uygulamalarından olan "kolhoz sisteminin" amaç ve sonuçlarının ortaya konması gerektiğini söyledikten sonra, kolhoz sistemin Türk soylu halkları sindirme ve asimile etmede en son ve en öldürücü darbe olduğunu vurguladı. Kolhoz sistemini ve Cengiz Aytmatov'u daha iyi anlamak için mutlak surette Postkolonyal Kuramın ilkelerinin öğrenilmesini; George Orwell'ın "1984" ve "Hayvan Çiftliği" romanlarının okunmasını söyleyen Karabulut, ünlü düşünür M. Foucault'un "iktidar" üzerine yazdığı yazıların ve kuramını yazdığı "hapishane modelinin" her zaman dikkate alınmasını tavsiye etti. Stalin ve parti temsilcilerinin (kolhoz yöneticileri başta olmak üzere), "büyük birader" olarak "piramidin tepesindeki göz" ile "kolhozlarda" Türk halklarını sürekli gözetlediğini ve kontrol altında tuttuğunu belirten Karabulut, Cengiz Aytmatov'un özellikle "Elveda Gülsarı"(1966) ve "Dişi Kurdun Rüyaları"(1986) romanlarında, Sovyet yönetiminin bu gözetleyici ve öldürücü yönlerine dikkat çektiğini vurguladı. 
Romancının "ne söylemediğine/söyleyemediğine" de bakmak gerektiğini belirten Karabulut, Aytmatov'un "Toprak Ana" (1962) romanında ılımlı bir yol izlediğini "sistem içinde kurtuluş veya sistem içinde ıslah" düşüncesine sahip olduğunu, ama bu romanda bile söylemedikleriyle ve metaforlarla kolhoz sistemini (aslında Sovyet sistemini)  eleştirdiğini, romanların bu açılardan değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Karabulut, Aytmatov'un romanlarından alıntılar yaparak; kolhoz sisteminin; uygulanması, ve doğurduğu yıldırıcı, öldürücü ve asimile edici sonuçları ortaya koydu.  Aytmatov'un Türk dünyası için önemli bir değer olduğunu, "bozkırdan" (kadim Türk yurdundan) Türkiye'ye ve dünyaya, önemli ve etkileyici mesajlar verdiğini, bu mesajların çok iyi okunması ve içselleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Karabulut; Cengiz Aytmatov okunmadan, Türkün kaderini, tarihini, geleneklerini, hedeflerini anlamanın zor olacağını söyleyerek konuşmasını tamamladı.
Panelin sonunda Prof. Dr. Ayşe İlker ile Doç. Dr. Ferhat Karabulut, Dr. Öğr. Üyesi Özlem Nemutlu ve Dr. Öğr. Üyesi İrfan Murat Yıldırım'ın teşekkür belgesi ve çiçekleri MCBÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Kamil Şirin tarafından takdim edildi.

 


824 görüldü.    0 Paylaşıldı
NKN_2884 NKN_2849 NKN_2862 NKN_2875 NKN_2880 NKN_2883 NKN_2899 NKN_2838 NKN_2835 NKN_2886 NKN_2894
Protokol Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü - Telefon: 0236 201 10 70 - Faks: 0236 201 14 53 - E-Posta : basin@cbu.edu.tr - Web: basin.cbu.edu.tr
824
© Copyright MCBÜ Bilgi İşlem Daire Bşk.   ||   Web Sitesi Kullanım Politikası