“Doğumunun Yüzüncü Yılında Cengiz Dağcı ve Eserleri” Tüm Yönleri ile Ele Alındı

İlan Tarihi:1.04.2019 15:31:00
 

Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen “Doğumunun Yüzüncü Yılında Cengiz Dağcı ve Eserleri” konulu konferans, 28 Mart 2019 tarihinde Prof. Ümit Doğay Arınç Merkezinde gerçekleştirildi. Kitaplarında Kırım Türklerinin Rus zulmü altındaki hayatına yer veren, Türk Edebiyatının en güçlü yazarlarından Cengiz Dağcı’nın ele alındığı konferansa Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Şahin konuşmacı olarak katıldı. Konferansa, öğretim elemanları ve öğrencilerimiz yoğun ilgi gösterdi.

Cengiz Dağcı’nın Kırım Tatarı olduğunu ve 1939’da İkinci Dünya Savaşında Rus ordusunda subay olarak bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. İbrahim Şahin,  “Cengiz Dağcı’nın bulunduğu bölüğü ilk çarpışmalarda Almanlar esir alırlar. 1942’ye kadar esaret yılları vardır. Almanlar Kırım Tatarlarından oluşan bir lejyon kurarlar. Bu lejyona Türkistan’ı kurtaracağız diyerek, Almanya forması giydirirler ve Ruslara karşı çarpıştırırlar. Cengiz Dağcı, 1943 senesinde Polonya’ya kaçar ve orada eşi Rejina ile tanışır. Birlikte Avrupa’ya kaçarlar ve evlenirler. Rus istihbaratının Cengiz Dağcı’yı öldürmesini engelleyen kişi Rejina’dır” dedi.

Kelime ile nesne arasında bir cam vardır, kelimeden baktığınızda nesneyi net olarak görürsünüz.

Cengiz Dağcı’nın ortaokul son sınıfta yazdığı ‘Söyleyin Duvarlar’ adlı şiirinin sansürlenerek yayınlandığını ve bu şiirin onun nereye baktığını gösterdiğini belirten Prof. Dr. İbrahim Şahin, “Bu şiiri Stalin döneminde değiştirilerek yayınlanır. Cengiz Dağcı lise yıllarında tarih meraklısıdır, ilk hikâyesini bu dönemde yazmıştır ama o hikâye bugün maalesef elimizde bulunmamaktadır. O yine mizaç itibariyle şiirle meşguldür. Stalin dönemi Rusya’sında hem Kırım Tatarları hem Kırgızistan’dakiler aydınlarını kaybederler. Dağcı, bir dramın hikâyesini yazmak istemektedir. Bu dram tahrip edilen bir kültürün dramıdır.

Cengiz Dağcı’nın edebi dili çok saydam bir dildir. Kelime ile nesne arasında bir cam vardır, kelimeden baktığınızda nesneyi net olarak görürsünüz. İlk romanı ‘Arkadaşım Maksut’, Türkiye’de yayınlanmamıştır. ‘Yurdunu Kaybeden Adam’ ve ‘Korkunç Yıllar’ iki ciltlik romanıdır. Bu eserleri, kurgu biçimleri ve tarihleriyle oynanmış şekilde yayınlanır.

Her bir Kırım Tatarının kaderi aslında bütün Kırımlıların kaderidir.

Şahsi dramı, aynı zamanda milletin dramıdır. Bazen hayat bir insanın kaderini bir milletin kaderiyle eş değer yapar. Her bir Kırım Tatarının kaderi aslında bütün Kırımlıların kaderidir. Birisi konuşursa aslında bütün bir topluluk konuşuyormuş gibidir. Tahrip edilen kültür, ancak böyle kurtarılırdı. Burada edebi metnin gücünü görüyoruz; Cengiz Dağcı eğer tarih kitabı yazsaydı, bu kadar tesirli bu kadar güçlü olamazdı.

Zaman bir seldir ve bunun önünden ne kadar çakıl kurtarırsanız kârdır. Her an elimizden bir şeyleri alıp götürür. Bunu kurtarabilecek sadece yazıdır.  Onun için yazı ilahi bir şeydir.  Dağcı da işte bunu yapmıştır.

Cengiz Dağcı, 1919’dan 1924’e kadar Karadeniz kıyısında Kızıltaş’ta yaşar. 2011 yılında, 92 yaşındayken İngiliz vatandaşı olarak vefat ettiğinde, Katolik mezarlığında karısının yanında mezar yeri ayrılmıştır. Ama romanlarının ana mekânı olan Ayı Dağı, Top Kaya ve Gelin Kaya üçlüsünden oluşan Kırım Kızıltaş’ta Memişin Bayırı’na defnedilir. 92 yıl Kırım, Kırım! der; ruhu ve bedeni hakikaten Kırım’dadır” diye konuştu.

Konferansın sonunda kitaplarını da imzalayan Prof. Dr. İbrahim Şahin’e, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Sami İlker ve Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe İlker tarafından çiçek ve teşekkür belgesi takdim edildi.


672 görüldü.    0 Paylaşıldı
Protokol Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü - Telefon: 0236 201 10 70 - Faks: 0236 201 14 53 - E-Posta : basin@cbu.edu.tr - Web: basin.cbu.edu.tr
672
© Copyright MCBÜ Bilgi İşlem Daire Bşk.   ||   Web Sitesi Kullanım Politikası