Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Üniversitemiz akademik ve idari personeli ile 29 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleştirilen kurumsal bayramlaşmamızda bir araya geldi.
Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi Dumanlıdağ Restoran ve Uncubozköy Sağlık Yerleşkesi Başhekimlik Binası Personel Yemekhanesinde düzenlenen bayramlaşmalara; Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Bilal Gümüş, Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya ve Prof. Dr. Birol Kovancılar, Rektör Danışmanlarımız Prof. Dr. Elvan Sayıt Bilgin, Doç. Dr. M. Ali Çipiloğlu ve Doç. Dr. Ceyhun Araz, Genel Sekreterimiz Ali Emirosmanoğlu, akademik ve idari personelimiz katıldı.
Dinî gün ve bayramlarımız bize iyi insan olmayı hatırlatıyor, bu yönde bir bilinç ve farkındalık oluşturmaya katkı sağlıyor.
Akademik ve idari personelin yoğun ilgi gösterdiği bayramlaşma törenlerinde birer konuşma yapan Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, "Üniversitemizin çok kıymetli mensupları, çok değerli arkadaşlarım, Ramazan ayını idrak etmeye devam ediyoruz. Önümüzdeki zamanda bayramı hep birlikte, sevinçle, mutlulukla, coşkuyla yaşayacağız. Ben hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
Ramazan ayı başı rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş olan bir aydır. Dinî gün ve bayramlarımız bize iyi insan olmayı hatırlatıyor, bu yönde bir bilinç ve farkındalık oluşturmaya katkı sağlıyor. Millî bayramlarımız da devletimize ve milletimize karşı iyi vatandaş olmamıza katkı sağlıyor. Dolayısıyla dinî ve millî bayramların sosyal bakımından çok büyük işlevleri olduğunu biliyoruz.
Kötülükten uzaklaşmak, iyi insan olmak, daha iyi derecelere yükselmek, kişinin hayatı boyunca bitmeyecek çabasının sonucu olarak gerçekleşecek.
Çevremize baktığımızda ailede, sokakta, şehirde, ülkede ve dünyada çok ciddi kötülüklerin, olumsuzlukların, haksızlıkların olduğunu görüyoruz. Hatta kabullenmekte zorlandığımız kötülükler yaşanıyor. Küçük çocuklara yapılan kötülükler insan havsalasının ötesinde; anlamakta, kabullenmekte zorlandığımız kötülükler. Ailede şiddetin olduğunu görüyoruz. Bizim dinimizde Peygamber Efendimiz; “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” diyor. Demek ki insanoğlu potansiyel olarak hem iyiliğe meyyal hem de kötülüğe. Kötülükten uzaklaşmak, iyi insan olmak, daha iyi derecelere yükselmek kişinin hayatı boyunca bitmeyecek çabasının sonucu olarak gerçekleşecek. Bunu başaramadığı ölçüde yine dinî terminoloji içinde insan sefillerin en sefili olabiliyor. Derecesini yükseltmek, iyi insan olmak veya çok kötü bir seviyeye düşmek, insanın kendi elinde.
Hepimiz iyi insan olma, hakka hukuka riayet etme, kötülükle mücadele etme yolunda çaba göstermekle mükellefiz.
Ramazan ayı bize tekrar kendimizi hatırlatan bir arınma, bir kurtuluş ayı. Ülkeler kendi egemenlik ve kontrol alanlarını genişletmek için sivilleri bombalayabiliyorsa, bütün bu kötülüklerin kaynağı içimizdeki var olan kötü dürtülerdir. Bunları kontrol edemediğimiz zaman, bunlar dışa vurduğunda kötülükler yaşanıyor. Hepimiz iyi insan olma, hakka hukuka riayet etme, kötülükle mücadele etme yolunda çaba göstermekle mükellefiz. Elbette bu kurumda da bunlar yaşanabiliyor. Yalanlar, iftiralar, çok temelsiz gerçek olmayan bilgilere dayalı spekülasyonlar, dedikodular oluyor. Bütün bunlar tabii ki bu kurumun gelişmesine, ilerlemesine, hizmetine olumsuz yönde yansıyor. Kurtuluş reçeteleri sunuyoruz. Kurtuluş; her bakımdan iyileşmek, her bakımdan güzelleşmek, her bakımdan gelişmek, benim kendimden başlayarak iyi insan olmam, kötülüğün karşısında durmam ve iyiliği yaymamla, iyilik için mücadele etmemle mümkün olacak. Üniversitemizde de biz daha çok şeyi başarmak istiyorsak; temel problemin gelip neye dayandığını, hangi ahlâki seviye içinde olduğumuza dayandığını görüyoruz. Bizler iyi olursak her şey, herkes iyi olacak, kurumda her şey çok daha güzel olacak. İnşallah bu günler, bu bayramlar; bizlere iyi insan olmayı, sorumlu insan olmayı, ülkesini milletini seven insanlar olmayı nasip etsin.
Vazgeçilmezimiz bu ülke, bu ülkenin hürriyeti, bağımsızlığı ve istiklâlidir.
Ülkemizin çok ciddi şekilde tehdit ve kuşatma altında olduğuna şahit oluyoruz. Bize en fazla gerekli olan şey, birliğimizi ve beraberliğimizi korumaktır. Düşüncelerimiz, tercihlerimiz farklı. Farklılık içinde bir zenginliği bu ülkede hep birlikte yaşıyoruz. Vazgeçilmezimiz bu ülke, bu ülkenin hürriyeti, bu ülkenin bağımsızlığı ve istiklâlidir. Dolayısıyla söz konusu ülke olduğunda biz bir olmayı, beraber olmayı başarabilmeliyiz. İşte bu bayramlar bir araya gelemeyen bizleri bir araya getiriyor. Burada bu konuların bir değerlendirmesini, muhasebesini, öz eleştirisini yaparsak, inşallah ülkemiz için de gelecek aydınlık olacaktır. Çünkü işin sırrı birlik ve beraberliktedir. Biz bunu tarihimizde yaşadık, Çanakkale’de yaşadık, İstiklâl Savaşımızda yaşadık. İnşallah birliğimiz beraberliğimiz daim olsun, bu bayramlar birliğimize beraberliğimize vesile olsun.
Üniversitenin içinde de farklı görüşler, düşünceler, yaklaşımlar elbette olacaktır, eleştiriler de olacaktır, bunlar tabiidir ama yine iyi insan olmanın gereği insaf sahibi, hakkaniyet sahibi olmaktır. Eğer biz insaf ölçülerimizi kaybedersek, o zaman eleştiriler yapıcı olmuyor, ciddi mânâda kırgınlıklara, ayrıştırmalara, tahribatlara yol açıyor. Hepimize sağlık ve afiyet içinde, mutlu, huzurlu, kardeşçe bir bayram diliyorum. Her günümüz bu bayramlar gibi olsun. Bayramınızı tebrik ediyorum” diye konuştu.