MCBÜ II. Uluslararası Üniversite Sanayi İşbirliği AR-GE ve İnovasyon Kongresi açılış töreni yapıldı

İlan Tarihi:14.11.2018 03:27:00
 
Üniversitemiz Araştırma, Girişimcilik ve Yenilikçilik Koordinatörlüğü, Manisa Teknokent ve MCBÜ Üniversite-Sanayi İşbirliği Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÜSİTEM)  tarafından düzenlenen "MCBÜ II. Uluslararası Üniversite Sanayi İşbirliği AR-GE ve İnovasyon Kongresi", 14-15 Kasım 2018 tarihlerinde Prof. Ümit Doğay Arınç Kültür Merkezinde gerçekleştiriliyor. 
 
Kongrenin açılış töreni, 14 Kasım 2018 tarihinde Manisa Valisi Ahmet Deniz, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Mustafa Güden, Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Zafer Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Vekili Veli Oğuz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı KÜSİP Koordinatörü Mithat Kaya, dekanlar, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, KOSGEB Manisa Hizmet Merkezi Müdürü Mahmut Oğuz Kılınç, AR-GE ve tasarım merkezlerinin temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Üniversitemiz Araştırma, Girişimcilik ve Yenilikçilik Koordinatörü Prof. Dr. Hüseyin Aktaş, Manisa Teknokent hakkında bilgi vererek, "Manisa Teknokent faaliyetine 2017 Nisan ayında başladı. 87 firmamız bulunmaktadır. Firmalarımızın AR-GE faaliyetleri artık sonuç üretmeye başlamıştır. Şu an itibariyle 25 milyonluk bir ciroya ulaşmış durumdayız.  Ayrıca 2,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleşmiştir. Türkiye'de en hızlı planlanan ve faaliyete geçme aşamasına gelmiş iki güdümlü projemiz bulunmaktadır. Birincisi Akıllı Üretim Sistemleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Birincisi (AKÜM) projesidir Bu projede şu anda kapasitenin %70'ni kurma aşamasındayız ve Aralık ayından itibaren, ürünün tasarımından başlayarak; tersine mühendislik, kalite ve AR-GE çalışmaları ile prototiplemesine kadar bölgemize hizmet verecektir. Sadece Manisa'da değil, Ankara ve İstanbul arasında kalan bölgede tektir. Bunlar akademik projeler değildir. Akademisyenler tarafından tasarlanmıştır fakat projenin içerikleri yararlanıcılar tarafından tartışılarak hazırlanmıştır. Finansmanında Vestel Elektronik ve Teknoloji Geliştirme Bölgesi vardır. Diğer bileşeni Endüstri 4.0 bileşenidir. Araştırma ve eğitim amacıyla kullanacağımız mini bir fabrikayı da bu proje bitmeden kurmuş olacağız. İkincisi MASTEK projesidir. Savunma sanayiinin ana yüklenicileri ile karşılıklı görüşmeler neticesinde tasarlanmıştır. Bu projeyle savunma, uzay ve havacılık alanında kullanılacak iki kritik birleştirme teknolojisini elde etmeyi hedefliyoruz. Bu proje sonucunda, savunma sanayiine direkt olarak Manisa'dan ürün teslim etme durumunda olacağız. 
 
Ayrıca Güres firması ile birlikte, akademisyenlerimiz ve öğrencilerimizin de dahil olduğu ve tasarımı tamamen Manisa Teknokent içerisinde yapılan, tavuk gübresinden elektrik üretimi tesisi projemiz bulunuyor. Bu tesisin özelliği, yurt dışından satın aldığımız sistemlere göre %50 daha düşük maliyetli olmasıdır. Bizim Organik Rankine Çevrimi (ORC) dediğimiz termal enerjiden tekrar elektrik üretimini sağlayacak olan bir sistemdir. Firmayla birlikte bir TÜBİTAK projesi oluşturduk ve kabul edildi. 2020'nin başı itibariyle prototipini üretmiş olacağız. 
Yine prototipi tamamlanan ve lansmanını yaptığımız, elektro statik ilaçlama teknolojisi kullanan bir makine üretildi. Bu dünyadaki en verimli elektrostatik ilaçlama makinesidir. 8 ülkenin siparişlerini de almış durumdayız. Ayrıca iki firmamız da yaklaşık 8 milyonluk stratejik ürün desteği almış durumdadır" diye konuştu. 
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı KÜSİP Koordinatörü Mithat Kaya, Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği Portalı (KÜSİP) hakkında bilgiler vererek, "KÜSİP, kamu üniversite sanayi işbirliği fırsatlarının sunulduğu, bilimsel ve teknolojik bir işbirliği ağıdır. İçinde; 81 ilde 96 temsilcisi olan KÜSİ çalışma grubu bulunmaktadır. Bu grubun yaptığı çalışmaları; AR-GE ve yenilik endeksi, uygulama endeksi ve performans bazlı değerlendirmeler yaparak raporluyoruz. Ayrıca 81 ilde 1476 üyesinin bulunduğu il planlama ve geliştirme kurullarımız var.  Uygulama endeksi bazında Manisa lider illerden ve 7. sırada yer alıyor. AR-GE ve yenilik alt yapısı bakımından da 7. sırada" diye konuştu.
 
Ardından kürsüye gelen Zafer Kalkınma Ajansı Genel Sekreter Vekili Veli Oğuz, "Zamanın ruhunu yakalamadan, küresel yönelimleri anlamadan, rakiplerin ne yaptıklarını veya ne yapacaklarını bilmeden kalkınma stratejileri geliştirmek imkânsızdır. Yenilik ve AR-GE, günümüzde oldukça popüler olsa da tarihin başlangıcından itibaren dünyamızı şekillendiren en önemli kavramlar olmuştur. Ateşin icadından matbaanın bulunmasına, sanayi devrimlerinden akıllı telefonlara kadar, her alanda içinde bulunduğu zamanı şekillendirmiş ve hayatımızı kolaylaştırmıştır.
Zamanın ruhuna aykırı davranan ülkeler ve organizasyonlar kısa vadede etkilerini hissetmeseler bile, uzun vadede bu yarışta geri kalmaya mahkûmdur. Geçmişten günümüze yeniliğin önemi bilinmekte olup, zamanımızda bu kavram çok daha fazla gündeme gelmektedir. Çağı yakalayıp onun önüne geçebilmek, bu yönde atılan adımların hızlandırılmasıyla mümkündür. Bu alanda üniversite sanayi işbirliğine daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Yıllardır söylenen ama tam anlamıyla hayata geçiremediğimiz üniversite sanayi işbirliğini ülke olarak hayata geçirmek zorundayız. Sanayide dönüşüm bilimsiz olamayacağı gibi, sanayinin ihtiyacını, AR-GE ve insan kaynağını sağlamayan üniversiteler de ülkemizin kalkınmasına gerekli katkıyı sağlayamayacaktır. 
 
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Aralık 2016 tarihinde Türkiye İnovasyon Haftası'nda söylediği şu sözler aslında bizlere yüklenen görevin açık bir ifadesidir: 'İnovatif, yenilikçi çalışmalar yürüten firmalarımız, çatı kuruluşlarımız, kamunun ilgili tüm birimleri, tempolarını ve hedeflerini sürekli ileriye taşımak mecburiyetindedirler.' 
Biz de Zafer Kalkınma Ajansı olarak AR-GE ve inovasyon konularını önceliklendiriyoruz. Bu anlamda gerek planlama ve araştırma çalışmaları bağlamında, gerekse mali destekler bağlamında bir takım çalışmalar yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. 2013 yılında bölgemizin yenilikçilik kapasite ve performansını artıracak strateji, eylem ve öncelikleri belirleyen TR33 Bölgesi yenilik stratejisini hazırladık. Bu strateji belgesi ile 2018 yılında akıllı uzmanlaşma stratejileri üzerine faaliyet gösteren S3 platformuna üye olduk. Türkiye'de bu platforma üye olan 3 kalkınma ajansından biriyiz. 
 
Son zamanların en güzel çalışmasını ise Manisa Celal Bayar Üniversitemiz ile gerçekleştiriyoruz. Manisa merkezli Savunma Teknolojileri Geliştirme Kümesi kurmak için çalışmalara başladık ve bu bağlamda Üniversitemiz ile 2 adet güdümlü projeyi uygulamaya başladık. Birincisi Akıllı Uydu ve Üretim Sistemleri Araştırma ve Uygulama Merkezi, ikincisi Manisa Savunma Sanayi Teknoloji Geliştirme Kümesidir. Her 2 projenin toplam bütçesi 23 milyon TL'dir. 20 milyon TL'sini ajans olarak biz temin edeceğiz. Bu projeyi kıymetlendiren husus ise tam da bu kongreye ismini veren kelimelerin bir arada tezahür etmesinden kaynaklanıyor. Bu projelerimizde üniversite, sanayi, kamu ve STK işbirliği var. AR-GE ve inovasyon da var ki ülkemiz için çok önemli alanlarda yeni teknolojiler geliştireceğiz. Ayrıca doğrudan özel sektöre katkı sağlayacak, ülkemizin yurt dışına bağımlılığını azaltacak, gerek sivil gerekse askeri alanda milli üretim kapasitemizin geliştirilmesini sağlayacağız. Bu tür projelerin artarak devam etmesini diliyorum. 
Kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen başta Sayın Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi olmak üzere üniversitemizin kıymetli öğretim üyelerine çok teşekkür ediyorum. Sözlerimi Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Medeniyet yolunda ilerleme, ancak yenileşmeyle mümkündür' sözleriyle bitirmek istiyorum" dedi.
 
Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, "Bu ülke güzel bir yolda ilerliyor, inşallah bu yürüyüşüne aynı şekilde devam edecek."
Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, "Bilimin ve teknolojinin bir ülkenin güçlü olması bakımından ifade ettiği değeri hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bir ülkenin iktisadi bakımdan ve askeri açıdan güçlü olması, bilime ve teknolojiye sahip olmasıyla mümkündür. Bilimi ve teknolojiyi üretmiyor, satın alıyor ve transfer ediyorsanız, o zaman hem ekonominizde hem savunma gücünüzde dışa bağımlısınız demektir ve bu sizin bağımsızlığınızı ciddi anlamda tehdit eden bir durumdur. Biz ülke olarak bunu biliyoruz ve bunun farkındayız. Ancak bilim ve teknoloji alanında geldiğimiz noktada çok iyi bir seviyede olduğumuzu söyleyemiyoruz. Geç kaldık, geri kaldık, telafi etmemiz gereken çok büyük eksikliklerimiz ve yetersizliklerimiz var. Geçen 15-16 yıllık süre zarfında, bilim ve teknolojiye çok ciddi manada öncelik verildiğini, bütün politikaların merkezine, eğitim politikalarının merkezine, sanayi politikalarının merkezine, bilimin ve teknolojinin konulduğunu görmekteyiz. 
KÜSİP Koordinatörümüzü dinlediğimde; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ne kadar doğru şeyler yaptığını, çok güzel bir sistem ve model oluşturduğunu görüyoruz. Kalkınma ajansları ve KOSGEB de bu dönemde çok iyi bir şekilde yapılandırıldı. 
 
Üniversiteler de özellikle teknokentlerin kurulmasıyla birlikte, kendi kabuklarını kırmak suretiyle iş dünyasıyla, toplumla buluşma, işbirliği ve iş bölümü yapma noktasına geldiler. Ülkemizde güzel şeylerin yapıldığını biliyoruz. Biz Manisa Celal Bayar Üniversitesi olarak, Manisa'da üniversite-sanayi işbirliği, AR-GE ve inovasyon konusunda çok ciddi bir mesafe aldık. Ancak, ülkemizde hâlâ üniversite-sanayi işbirliği noktasında arzu edilen seviyede olmadığımız eleştirileri haklı olarak yapılıyor. İki aşık bir türlü buluşamadı. Üniversiteyi sanayiyle, üniversiteyi toplumla buluşturmak gereklidir. Tüm iktisadi sektörlerle, iş dünyasıyla ve toplumun tüm kesimleriyle üniversitenin buluşması gerekiyor. Bu kongreleri yapıyoruz, mesafe aldık. Ama okuduklarım, gördüklerim, üniversite-sanayi işbirliğinin hâlâ olması gereken noktada olmadığı yönünde. Sıkıntının kaynağını bilirsek, bundan sonra daha hızlı hareket etme, daha doğru çözümler üretme imkânı bulmuş oluruz. Özellikle ülkemizin teknoloji alanında atılım yapmasını engelleyen dış müdahalelerin olduğu gerçeği Cumhuriyet Döneminde açıkça karşımıza çıkmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde birinci beş yıllık sanayi planının hemen akabinde ikinci beş yıllık sanayi planı yapılmış, fakat ikinci beş yıllık sanayi planı uygulanamamıştır. Bunun dış nedenleri üzerinde de durmak gerekiyor. İki sihirli sözcük var; bunlardan birincisi rekabet, diğeri iş birliğidir. Biz seksenli yıllara kadar, dışa kapalı ve dış rekabetten uzak bir iktisadi model içinde hareket ettik. Birinci neden budur. AR-GE ile ilgili özel sektörün, firmaların bir kaygısı olmadı. O sadece dışarıdan transfer edilecek olan bir ürün ve maldı. Sadece özel sektörde değil, üniversitelerde de yoktu. Üniversitelerin hiç birisi birbiriyle sıralamaya, kıyaslamaya sokulmazlardı. Şimdi bu kıyaslamayı yapıyoruz. Dünya üniversiteleri içerisinde Türk üniversitesi var mı? buna bakıyoruz. Türk üniversitelerinin kendi içindeki sıralamasına bakıyoruz. Ben, Manisa Celal Bayar Üniversitesi URAP'ın yaptığı sıralamalarda iyiye mi gitmiş, geride mi kalmış, devamlı takip ediyorum. Bu rekabet geliştirici rekabettir, bir de yok edici rekabet var. Yok edici rekabette haset vardır, geliştirici rekabette gıpta vardır. Bize lazım olan şey, geliştirici rekabettir.
 
Yeni gündeme gelen bir kavram olarak kümelenme kavramını biliyoruz. Kümelenme, aynı sektörde birbiriyle rakip olan firmaların birlikte kazanmalarını sağlayan bir model olarak karşımıza çıkıyor. Bu geliştirici, birbirini destekleyici ve birlikte kazanç sağlayacakları bir rekabettir. Bizim rekabeti hayatın her alanında bir kültür olarak yerleştirmemiz gerekiyor. Elbette diğer sihirli kavram işbirliğidir. İşbirliği, Türk milleti olarak pek de sahip olmadığımız bir kültür olarak karşımıza çıkıyor. Biz birlikte çalışmayı, ekip ruhuyla hareket etmeyi, işbirliği yapmayı henüz tam manasıyla öğrenebilmiş değiliz. 
 
Şunu her zaman ifade ediyorum, herkes kendi öz eleştirisini kendisi yapsın. Bizim üniversite olarak bir öz eleştiri yapmaya ihtiyacımız var. Türk üniversiteleri geçmişte; bilim ve teknolojiyi üreten, bu ülkeye nitelikli iş gücü, insan kaynağı nasıl yetiştirilir kaygısında olan kurumlar olmaktan ziyade, Cumhuriyeti koruma ve kollama görevini ön plana çıkaran kurumlardı. Yani üniversiteler birbiriyle rekabet etmiyor, dünya ile rekabet etmiyor, eğer başörtüsüyle uğraşıyorsa; orada gelişme, ilerleme elbette olmaz. Biz biliyoruz ki üniversitelerimiz dışa kapalı ve topluma tepeden bakan, kendi sırça köşklerinde, fildişi kulelerinde böyle bir anlayış ile hareket ettiler.  Toplumla irtibat kuramadılar, rekabet içinde olmadılar. Bu ülkenin daha fazla gelişmesi noktasında yeteri kadar dertli olduklarını söyleyemeyiz. Ama artık üniversiteler değişiyor. 
Manisa Celal Bayar Üniversitesindeki bilim insanları olarak; üniversite-sanayi işbirliği noktasında canla başla çalışan arkadaşlarımız olduğu gibi, hala bu konuyu anlatmaya çalıştığımız, motive etmeye, değiştirmeye çalıştığımız arkadaşlarımın olduğunu da biliyorum. Bu bir öz eleştiridir. Bunların sayısını artırdığımız ölçüde, herkesi bu eko sisteme dahil ettiğimiz ölçüde çok daha hızlı yol almış olacağız. Üniversiteler kendi öz eleştirilerini yapacaklar, özel sektörün de öz eleştiri yapmaya ihtiyacı var. Dolayısıyla bir eko sistemim kurulmasının önündeki en büyük engelin, ego sistemler olduğu ifade ediliyor. Sabah Gazetesinden Şeref Oğuz'un böyle bir sözü var: 'Eko sistem mi? Ego sistem mi?' Üniversite-sanayi işbirliğini zeytinyağı, su ilişkisine benzetiyor. Hep birisi üste çıkmaya çalışıyor diyor. Egoları bir tarafa bırakacağız. Ülkesiyle ilgili sevdası olan herkes; vatanına karşı, milletine karşı bir sorumluluk içinde hareket etmesi gerektiğinin farkında ve şuurunda olmalıdır. Egolar bu şekilde bir tarafa bırakılır. Bizim çok ama çok çalışmamız gerekiyor. Arzu edilen çıktı ancak; idealist, çalışkan, ülkesini ve milletini seven fertlerle, insanlarla mümkündür. Bana düşen bu üniversitede bu zihniyeti hâkim kılmaktır. Üniversite-sanayi işbirliğinde bir Rektör olarak sorumluluğumun bu olduğunu düşünüyorum. Bana düşen, bu arkadaşların sayısını artırmak, böyle olanları desteklemek, böyle olanların önünü açmaktır. Bu ülke güzel bir yolda ilerliyor, inşallah bu yürüyüşüne aynı şekilde devam edecek" dedi.
 
Prof. Çelebi, "Göreve başlar başlamaz, davetimizi kırmayıp kongremize katılan ve bize yarım gününü ayıran kıymetli Valimiz Ahmet Deniz'e, kongrenin sponsorluğunu yapan Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımıza, emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum" diye konuştu. 
Manisa Valisi Ahmet Deniz, "Ezan dinmesin, bayrak inmesin, vatan bölünmesin diye gül bahçesine gider gibi şahadete yürüyen yiğitlerimiz var."
Manisa Valisi Ahmet Deniz, "Manisa Türkiye'nin en önemli vilayetlerinden bir tanesi. Bir taraftan sanayi şehri, bir taraftan tarım şehri, bir taraftan da gerçek anlamda turizm şehri olabilecek bir potansiyele sahip. Büyük merkezlere olan yakınlığı ve gelişmiş ulaşım alt yapısı ile yatırımcıları cezbeden bir üretim üssü ve kadim bir şehir. Geçmişte Kanuni'nin, Fatih'in ve birçok şehzadenin yetiştiği bir imparatorluk şehri. 
Hepimizin malûmu, gelişmiş ve kalkınmış toplumların temel özelliği, bilgilerini teknolojiye çevirmeleridir. Bilgiyi üreten, teknolojiye çeviren kurumlar da üniversitelerimizdir. Çağımızda artık bilgiyi teknolojiye çevirmek yetmiyor; yüksek teknoloji ve katma değeri yüksek ürün üretmek gerekiyor. Bu yüzden Endüstri 4.0 diyoruz, yapay zeka diyoruz. Bunları kaçırdığımız anda çağı yakalamak maalesef mümkün değil. Son 10-15 yıldır hükümetimiz bu alandaki açığı kapatma anlamında çok önemli çalışmalar gerçekleştirdi. 
 
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının, son yıllarda cari açığı azaltmak adına, ülkemize ithal gelen ürünlerin yerlileştirilmesi için yaptığı çalışmaların bir ayağı da Teknoloji Geliştirme Bölgelerimizde gerçekleşmektedir. Manisa Celal Bayar Üniversitemizin kampüsünde 2017 yılı başında Manisa Teknokent ismi ile faaliyete geçen bölgenin de bu kutlu yürüyüşe katıldığını, destek verdiğini görmekten mutluluk duydum. Kısa sürede konuları belirleyip paydaşları toplayan ve proje finans yapısını oluşturan Teknokent yönetimini tebrik ediyorum. İnanıyorum ki burada faaliyette olan firmalarımız kendilerine sunulan hizmetler ile bulundukları eko sisteme hızla uyum göstererek güzel projelere imza atacaklardır. Bu birlikteliğin; paydaşların bilgi alışverişinde bulunup prototip modelleri üretebilecekleri, yeni mezun genç beyinlerin kafalarındaki projeleri hayata geçirebilecekleri, firmalara sunum yapabilecekleri mekanlar Teknoloji Geliştirme Bölgeleridir. Kongreye katılım sağlayan tüm Teknokentler, kendi aralarında bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunacaklar, gelişmelerden haberdar olacaklar, sanayicimiz ve kuluçka merkezlerinde bulunan genç girişimci kardeşlerimiz tanışma fırsatını, kendi kafalarındaki fikirlerini birbirlerine sunma fırsatı yakalamış olacaklar. 
 
Daha fazla çalışmak, daha fazla üretmek, daha fazla katma değer üretmek ve yüksek teknolojiye ulaşmaktan başka çaremiz yok. Bu milletin bunu yapabilecek cesareti de yüreği de kapasitesi de var. Çünkü biz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde yedi düvele karşı savaşıp Cumhuriyeti yoktan var etmiş bir milletiz. O dönemde bile uçak üretmişiz. Marshall yardımı gibi birçok örneklerle bu ülkenin önü kesilmiş. Yüksek teknoloji, savunma sanayi ekipmanları sayesinde çok az şehit vererek dünyada üç beş ülkenin yapabileceği operasyonları yürütür hale geldik. Yeter ki bu milletin önünü açalım. Özel sektörün önünü açalım. Üniversitelerimiz buna önderlik yapsın. Biz bunu çok rahat yapabiliriz. Allah izin verirse yapacağız da. Çünkü ezan dinmesin, bayrak inmesin, vatan bölünmesin diye gül bahçesine gider gibi şahadete yürüyen yiğitlerin kanı var. Biz onların hakkını başka türlü ödeyemeyiz. Bir çalışıp ödeyemeyiz, iki çalışıp ödeyemeyiz, çok çalışmak zorundayız. Bu bağlamda kongrenin, üniversitemiz ve sanayicilerimizin işbirliğine, dolayısıyla ülkemiz ekonomisine büyük bir katkı sunacağı inancıyla hayırlı olmasını diliyor hepinizi saygıyla selamlıyorum" diye konuştu. 
 
Ardından, Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi tarafından kongre sponsoru Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz'a teşekkür plaketi takdim edildi.
Açılış töreninin ardından gerçekleştirilen açılış oturumunda; Mitsubishi Electric Strateji Planlama Müdür Yardımcısı Yo Kawabe, Otomasyon Merkezi Müdürü Hiroshi Matsumura, Alp Otomasyon Bilgi Teknolojileri Mühendislik Gıda Teks. San. Tic. Ltd Şti. Genel Müdürü Mehmet Emre Özmüş ve İngiltere Covcentry Üniversitesinden Dr. Mahshid Yazdi Far'ın konuşmaları yer aldı.
AR-GE ve tasarım merkezlerini, AR-GE şirketlerini ve akademisyenleri bir araya getirerek, sanayi-sanayi ve üniversite-sanayi iş birliği çalışmalarında ara yüz faaliyetlerini yürütmenin; Teknopark ve teknoloji transfer ofisleri ile ortaklıklar kurarak, araştırmacı ağı oluşturmanın amaçlandığı kongre çerçevesinde, 19 üniversite bildirili olmak üzere toplam 30 üniversite temsil edilecek.
Manisa Ticaret ve Sanayi Odasının sponsorluğunda gerçekleştirilecek olan kongrede; AR-GE ve tasarım merkezleri, teknoloji şirketleri, girişimciler, üniversiteler, teknoparklar ve TTO'lar bilimsel çalışmalarını; akademisyenler ticarileşebilir proje, bilimsel çalışma, yüksek lisans ve doktora tezlerine ait sonuçları sunma ve paylaşma olanağı bulacak.
 
Kongrede, 52 AR-GE ve Tasarım Merkezi, 75 sanayi temsilcisi, 17 davetli konuşmacı, Japonya, Birleşik Krallık, İtalya, Portekiz, İran ve İsrail olmak üzere 6 ülkeden 10 katılımcı yer alacak. 5 farklı salonda 98 sözlü bildiri ve 15 poster sunumu gerçekleştirilecek.
 
"Yerli Madenlerimiz ve Katma Değerli Ürünler İçin AR-GE Çalışmaları", "AR-GE- İnovasyon, Teknoloji Yönetimi, Akıllı İmalat, Endüstri 4.0 ve Sanayide Dijital Dönüşüm", ve "Sayısal Yöntemlerin Malzeme, Ürün Geliştirme ve Test Süreçlerinde Kullanımı" konulu paneller düzenlenecek.

538 görüldü.    0 Paylaşıldı
_DSC5711 _DSC5720 _DSC5713 _DSC5739 _DSC5770 _DSC5761 _DSC5744 _DSC5771 _DSC5851 _DSC5830 _DSC5842 _DSC5855 esjkm0pm eormvg1c k540eelu n4b4crrr lgxf35lz rh5n0kwv lo53f3oi
Protokol Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü - Telefon: 0236 201 10 70 - Faks: 0236 201 14 53 - E-Posta : basin@cbu.edu.tr - Web: basin.cbu.edu.tr
538
© Copyright MCBÜ Bilgi İşlem Daire Bşk.   ||   Web Sitesi Kullanım Politikası